24 Şubat 2016 Çarşamba

OKUMA SORUNSALI



Ben okuyorum ya siz?

Bu aralar gerçekten çok kafam takılıyor. Okumak yani nasıl oluyor da ben sizin okuduğunuz gibi okuyamıyorum?
Ya Türkiye'de gerçekten kitap okuyanların sayısı oldukça fazla ya da istatistikler bizi kandırıyor ? hani yoksa hangi bütçeyi ayırıp kitabı okuyoruz ve özümsüyoruz?
çok mu hızlı okuyoruz?
anlama kabiliyetimiz çok mu fazla?
hani okullarda kafamıza vururlardı nerede o çocuklar?
hepimizin ordinaryüs olması imkansız ki okuduklarımın yetmediğini  deli gibi gözlemleyebiliyorum başkası konuşurken başka konulardan bahsederken. o zaman diyorum daha çok zamanım var ama aslında o kadar zamanım yok ki!
imlayı bile halledememiş çocuklarız biz ( çok sevemedim o da ayrı bir konu)
bunu bir eleştiri olarak söylemeyi büyük keyifle yapacağım sanırım ''küçük prens '' hepimiz biliriz bu şahane kitabı ben okuduğumda küçüktüm oldukça ve o kitabım hala durur ve sanırım o zamanlar popüler değildi? değerini biliyor muydunuz? şimdi bir sürü yan ürünü ile birlikte tam bir fenomen oldu ( birileri mi istedi yoksa siz mi ) bunda bile bizi bilinçli olarak yönlendirmiş oluyorlarsa bence durum çok vahim.
okuma özgürlüğüne inanırım evet ben genelde özgürlüğe inanırım ama güdülmüş tutumlara karşı alerjim var işte.
okuyun ama gerçekten okuyun bu uyanışımı çok sevdiğim birisi sağlamıştı bana okuma açlığını, araştırma şevkini dinlerken işte demiştim ben bunu kaçırıyorum eksik olan bu.
okumak bizi özgürleştirecek bakın gerçekten bunu yapacak
zincirlerin bu zamana kadar işe yardığını görmedim ama en saçma zincirlerin beynimizin içinde olduğunu da biliyorum o yüzden başlamamız gereken tek yer kendimize ait olan sonrası sanırım  kendiliğinden gelecektir.
iyi okumalar


 

5 Şubat 2016 Cuma

BİR TUVALET HİKAYESİ





Öncelleri çok fazla düşünürdüm. Sonuçta tuvalet bu bir yerden başlamak gerekiyor. Ama ne yalan söyleyeyim öylede kasan bir anne olmadım. Doğal akışında olacaksa oldum dedim. Eğer Lavinya hazır değilse zorlamanın gereği yoktu.
Şu anda 1 haftayı tamamlamak üzereyiz. Her şey olması gerektiği gibi diyor.
Lavinya mayıs ayında tam 3 yaşını dolduracak.
Bir akşam evde oturuyorken kendisi popoma bir şey oluyor haydi tuvalete gidelim diyerek beni tuvalete götürdü. Lazımlığına oturdu, ilk önce musluğu açtım bak dedim çiş yapmak böyle bir şey ses duyacaksın. Oturduk uzun bir süre sorular soruyor, şarkılar söylüyordu. Ve birden yapıyorum dedi ve gerçekten  yapıyordu. Hoşuna gitmişti  eh dolaylı olarak benimde. O akşam yatana kadar hep tuvalete yapmak istedi. Gece bağlamaya devam ettim. Gündüz sürekli açık tuttum evet arada kaçırdığı ve bir kaç pantolon değiştirdiğimiz oldu. Aşırı tepki göstermedim sadece tuvaletini geldiğini hissettiğin zaman '' anne koş tuvalete'' gidelim cümlesini sürekli tekrarladım.
Büyük tuvaletini 3.günde yapmaya başladı nasıl tepki vereceğini çok merak ediyordum. Korktuğumun aksine kötü bir tepki vermedi yalnız tuvaletin içinde büyük tuvaletinin kalmasını istemeyerek '' anne al onu oradan pis '' dedi. Her seferinde temiz olmalıymış.
Artık daha istekli gidiyor,  pantolon ve iç çamaşırını kendi indirip tekrardan giymek istiyor. Gerçi bu aralar uzun zamandır '' hep ben '' inatlaşmalarını yaşıyoruz. Keyiflide oluyor. O bana kızıyor ben ona kızıyorum orta noktayı buluyoruz.
Tuvalet konusuna geri dönersek, öğlen uykularında da artık altı açık .Sanırım genelde kitabına uyduran bir anne olamayacağım ne kadar okuduğumu beni tanıyanlar bilir. Ama bazen gerçekten çocuk büyütürken özellikle yazılanlar biraz yetersiz kalabiliyor orada devreye siz ve çocuğunuz giriyor. Bana sorarsanız önemli olanda sizin nasıl iyi bir ikili olduğunuz ve bebeğinize ne kadar güvendiğiniz.

Bu arada tuvalet konusunda etraftan çok şey duyacağınızı biliyorum. Evet sizde farkındasınız ama etrafa bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz.
zaman bazen işe yarayan tek şey olabiliyor

16 Şubat 2015 Pazartesi

Boğazımdaki Yumru






Yaşıyor olmak ağır gelecek yakında biliyorum ayakta durmak gerek inadına bir şekilde , mücadeleye devam deyip geçiştiriyoruz ama bu geçiştirmeler benim gerçekten canımı sıkmaya başladı artık.

Alışmayın alışmayın yahu bugün 20 yaşında bir genç kız hayvani bir şekilde bir takım insan dışı yaratıkların kendi zevkleri uğruna katledile biliyorsa alışmayın buna lütfen, sadece üzülmeyin de yada vah vah demeyin.
Aynı senaryolar tekrarlanacak diye oturmayın kenara sizde o çarkı bozun artık bir şekilde. Sorumluluk alın çocuk yetiştiriyorsanız hakkı  ile yapın, insanlar dur demesini bilin

Başıma gelmez diye bir durum yok artık bu ülkede,güvenli bir yer yok o sizin sandığınız süper devlet bile yok... Müslüman gençlikte yeterli değil kadını kapatıyorsunuz ya o bile yeterli değil yahu değiştirin yönünüzü hikayelerinize canlılık katın..

Zaman kötü değil insanlık kötü, düşünceleriniz kötü,bakışınız kötü, kadınlarımız pasif olmaya dünden razı.
Artık susmayın,kapamayın kendinizi evlere kendimi çocuğuma adadım demek olay değil kadın olduğunuzun farkına varın yahu

Yoksa bu pislikler hep leş bırakmaya devam edecek


#özgecanarslan içimde bir yarasın yaşamadığın her an bize ders bize acı...

31 Aralık 2014 Çarşamba

Önüm Arkam Yeni Yıl

Çok büyük kutlama yapmadan,aslında ne istediğini bilerek yeni  yılı iyi karşılamayı yansıtabilmek için yazma dürtüsü en büyük yardımcım olsa gerek.

Ama önce kurtulamadığım ağırlıklar var annelik ile birlikte beni daha çok sarsan...

2014 bitiyor ama ben hala 15 yaşında 16 kg'nının ağırlığından kurtulamıyorum,o gözler hala içime işliyor.Kendilerini o annenin yerine koyamayıp ''oh iyi olmuş'' diyebilenleri yok etmek istiyorum benim kalbimde hala yeriniz yok.

Mesela fıtratı hala anlayamıyorum o kadar çözülmesi gereken şey var iken 2014 yılında bunların konuşuluyor olması sadece bana mı rahatsızlık veriyor. Ne zaman kadınlığımızdan gurur duyduğumuz yıllara adım atmaya başlayabileceğiz?

Sonra mesela bu ölümde fıtratta yaşamın bu kadar ucuz olduğu her şeyin öteki dünya ile bağdaştırıldığı ve sonra din ile ahkam kesildiği bir ülkede bu kadar hırsı,parayı ve egoyu anlayamıyorum.

Mesela kadın cinayetlerinden zevk alınan başka bir yer var mıdır bana bunun cevabını verebilecek olan var mı? ki koca bir nesli bir kadınlar yetiştirirken?

2014 bitiyor ama dünya da bir tek biz acılar yaşıyormuş gibi davranıyoruz ya o zaman diyorum evrensellik nerede yıl boyunca sözde müslümanlıktan başlayıp diğer acılara,gözyaşılarını hala anlayanları anlayamıyorum...Böyle bir düzende sadece müslümanlar cennetlik ise biri bana bunu da açıklasın lütfen!

Mesela ekonomimiz çok iyi , çok güzel gelişmeler yaşanıyor derken o kadar çadırda yaşayan,o kadar evsiz ve işsiz olan, asgari ücretin geçim için yeterli olduğunu düşünen zihniyetler oldukça zengini,aksarayı, otomobili, sms paralarını anlayamıyorum benzin,vergi cart curt onları bir zahmet anlamayayım artık.

Mesela kesilen ağaçları da anlamıyorum, ileride onlara muhtaç olacağın zamanları düşünürken inan üzülüyorum çünkü çırpınacaksın biliyorum, ama senin gözünde sadece bir ağaç öyle değil mi?

Mesela hayvanlar aşağılarken kendimizin bu kadar hayvan olabilmesini hala anlamıyorum ki benim kızım gazetede gördüğü bir at resmini bile öpebilirken yetişkin adı altında yaptıklarınız bana çok saçma geliyor. Öğrenin be kardeşim artık başka canlılar ile de birlikte yaşamayı! Hepimiz bütünün parçalarıyız ,çok geç olmadan tamamlayalım hep birlikte.

Ama şunu da biliyorum 2014 biterken herkes kendi bacağından asılıyor, adalet bir gün yerini bulacak, ama o adalet sizin sayenizde olmayacak. Aydınlık Türkiye, beyaz Türkler gibi her yerde konuşan sayın abilerimiz ve ablalarımız sizleri de hiç anlamıyorum, hazıra konmuşsunuz benim geleceğime ne bırakıyorsunuz diye sorarım size?

Ben çok doğruyum ve tüm bunları kendim harika olduğumdan mı yazıyorum?Yanından bile geçmiyorum. En azından farkındalığım, en azından kahkaham , en azından doğallığım, yada yalnızlığımla mutlu olabiliyorum

Ben anneyim, ben kadınım, ben genç kızım, ben çocuğum, ben senim, ben eşcinselim, ben çocuğum , dinsizim,dinliyim, siyahım beyazım diyebiliyorum...

Ve 2015 e girerken bu farkındalığın daha da artarak, annelik anlarımın çoğalarak her gün pes etmeden o gülümsemeyi kaybetmeden yoluma devam etmeyi her şey den çok ama çok istiyorum.

Birgün aynı masalarda otururken de en  çok bunu hatırlayalım olur mu?



Birsen

23 Aralık 2014 Salı

Hobbit Yolculuğunun Ardından

Ha geldi çıkacak derken kendimi sinemada serinin son filmini izlerken bulmak hem heyecan verici hemde hüzünlüydü.
Öncellikle ekisikleri ve artıları ilke birlikte 13 yıldırı yüzüklerin efendisi dahil bizi çok güzel diyarlara ve duygulara götürdüler bazen çok konuşanlara madem siz yapaydınız diyesim geliyor. Eleştirinin de mantıklı olanı  makbul bence...

Kafamda filmin bazı noktaları var onları paylaşacağım.

Dizideki en onurlu ve karakterli adam kesinlikle Bard diye düşünüyorum 2.filmde karşımıza çıkmış ve ejderhayı öldüren kahraman olarak güzel işler yaptığını özellikle babalığının takdire şayan olduğunu düşünmekteyim (eski kelimeler ile dolu bir yazı olacak gibi)

Umarım herkes bir hobbit kadar cesarete, Tauriel kadar aşka, Legolas gibi fedakarlığa sahip olabilir.
Gerçi elf kralı da son konuşması ile benim gönlümü fethetmiş bulunuyor.

Galadriel ve Gandalf bence yüzüklerin efendisinden beri çift olsalar ancak bu kadar uyumlu olurlardı, orta dünyanın en çok uğraşan kahramanları bence,Saruman kendisini göstermiş sana hiç güvenmedim hissini iyi verdi başarılı oyuncu.

Bilbo bence en özgün karakterdi kendine has özelliklerini en başından beri hiç kaybetmedi, kendisi olmak adına aldığı riskler güzel yansıdı ekrana.
( Bu arada kitabını da bitirmiş biri olarak,kesinlikle salt film izlenmemeli haberiniz olsun)
Kitabın şiirsel atmosferini hiç bir şeye değişmem fakat filminde görselliği beni alıp götürmedi değil.

Smaug birden ölünce tüm karizması söndü gözümde.

Throin bence yaşadığı ikilemi,hırsını,vicdanını özellikle diğer cüce dostlarına davranışlarında çok iyi yansıttı diye düşünüyorum. Yoksa bu kadar kızmadık. Fili ve Kili kardeşlerin ölmesi beni gerçekten üzdü. Throin'nin cüce kuzende gayet kendine hastı adamım tavırları esprili olmuş.

Legolası ne kadar izlersem izleyeyim hiç sıkılmayacağım kanısına vardım. Haklı olduklarını düşünüyorum.Adam keyif veriyor izlerken.

Peter Jackson'nın  yüzüklerin efendisine gönderme yapması bence çok hoş olmuş Legolasın babasının gidip Arathro'nun oğlunu bulmasını söylemesi ''bir gün önemli biri olabilir'' cümleleri ,Gandalfın Bilboyu yüzük hakkında tekrardan uyarması, ve en son sahnede tekrardan Gandalfın Bilbo'nun kapısına gelmiş olması bence çok yerinde olmuş şahsen ben çok büyü keyif aldım.

Artık uzun süre GOTH ile idare ederim diyerek bu tarz filmlerin, kitapların ,dizilerin çekilerek fazla mahrum kalmamayı ümit ediyorum

İyi Seyirler

 

15 Aralık 2014 Pazartesi

Kadın Olmayı Çekemeyenler Var


Evet bu kesinlikle böyle... Yoksa neden bu kadar kadınlar hakkında konuşulsun.
Bu dünyaya kadın gelmek ne kadar suçsa, kadın olmamakta öyle olmalı. Ben bulsam susturacağım ama alakasız insancıklar kadın hakkında,annelik hakkında ileri geri konuşma tabirini gerçekten başarılı bir şekilde yerine getiriyorlar

Bir gün davet edeceğim buyrun benim ayakkabılarımı giyin sayın beyfendi hani o çok bildiğiniz benim dünyama birde siz ayak atın, sabah işe giderken aklımdan erkekleri mi ayartmak geliyor yok işe yetişeyim ve günümü güzel geçireyim diyerek mi kendimi motive ediyorum, sonra birde benim iç çamaşırlarımı giy etek giy hatta ve edepli bir şekilde giymesini öğren, anneysen eğer hiç bir faktörü düşünmeden çocuğunu her yerde emzirebilmeyi öğren (araba,avm,park  gibi açık alanları tercih et ) yoksa bebemin bir kurmalı saati varsa sen göster bana. Sonra her ay git ağdanı yaptır, temiz olmak şart sonuçta. Ev ile de uğraş bak benim gibi olma her işe koştur ben mutfağı çok severim o ayrı sen hepsini sev ütü filan bana göre boş işler ama bak bir toz zerresi bile kalmayacak ona göre.

Çocuğun ile kaliteli zaman geçir, kaliteli zaman geçirmek bu aralar çok popüler, diğer anneler zavallı sen öyle olma.

Diyeceğim o ki atla deve değil kadın olmak,aslında ben kadın da olabilirim, annede , tek başına yada kalabalık, örtülü ,örtüsüz, çıplak, feminen yada rahat yada boynumdan büyük işlere bile kalkışabilirim ama sen o küçük beynin ile evet küçük diyorum altını çizeyim mi? Sen bana ne yapmam gerektiğini, nasıl davranmam gerektiğini ve hatta orospuların hakkında dahi  konuşamazsın. Girişme bu işlere çek ellerini,kirli sapık fikirlerini!
 Dünya mahvoluyor bunun farkında mısın? Çocuklar ölüyor bunun farkında mısın? Kitap okumayan ve araştırmayan bir ülke haline geldik bunun farkında mısın? Sevgi azalıyor git gide bunun farkında mısın?

Ya da farkında mısınız gerçekten?
Artık yönünüzü değiştirin. Yok değiştiremiyorsanız  düşünce kirliliği yaratmayın.

1 Aralık 2014 Pazartesi

Öz-gür-lük

Kasım dediler eh havalar değişecek artık kışa girebiliriz ihtimalleri içerisinde bir baktık ki Aralık ayı kapıya dayanmış...
Şimdi yıl sonuna doğru mu koşuyoruz..
Bir kasımdan kalanları toparlasaydık?
Kıdemli anne, kadın anne, türkiye'de yaşayan anne ve toplumda yaşayan anne olarak eminim bir kaç söyleyecek şeyim vardır...

Öncellikle ayakta kalan biri olarak bütün ruh hali durumuma karşı yine de ben olmasını becerebilen kendime teşekkürlerimi borç bilirim
Arada ki hunili anlarımın üstünü çizer ver huni takmak ayrıcalıktır diyerek bu konuyu şimdilik rafa kaldırıyorum.

Bu ay güzel bir biçimde hayatımıza giren bir kavramdan bahsetmek istiyorum ''fıtrat'' ben çok haşır neşir değildim zaten, olması gerektiği için olmalı durumlarından hiç haz etmem.Hani insan doğası filan ben de başlarım şimdi kendi doğamdan bahsetmeye işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir...
Öncellikle bu kim olursa olsun başbakan,bakan ,devlet büyüğü,küçüğü farketmiyor anne olmamış ve olamayacak sevgilir erkek cinsleri bu konu hakkında konuşma fikir beyan etme olayını lütfen bitirin, ya bir durun yada bir bilene danışın ama bu kadar da konuşmayın.. yok kadının fıtratı zaten sen yada başkası bir anneden başka o annenin hissiyatını,evladı için ne karar aldığını nasıl alacağını söylemen saçma olur yanlış olur zaten o bilir gel bak ben sana 1.5 yıldır yeni annelik sürecinde olaylar nereye gidiyormuş bir anlatayım, yahu dışarıdan gördükleriniz ne zaman aynı olmuş gerçek yaşamlar bir bak al etrafına bir kaç anneyi gerçi yine kapım açık desemde yanaşmasınız biliyorum.. Ama yaşadım diyorum, herşey fıtrat ile olmuyor.
Kadına verilen görevi kim nasıl hak buluyorsa pardon ama size başka şeyler yemek düşsün kolay değil o kadar
Hani gelin hep beraber konuşalım,tartışalım onada varım ama kesin hüküm giydirmek klasik söylemi de yanına eklersem kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz yahu!

Bakın ben kadın olarak evrimleştim, beynimin hergün farklı bir yerinde farklı bir kıvılcım.
Üretmeye bayılırım, konuşmaya ve çözüm bulmaya ama ağrıtmayın anne yerlerimi,kadın yerlerimi tanımak zor olur sonra beni...
Olduğu gibi ya olduğu gibi... Hani John Lennon diyordu ya hayal ediyorum, evet bende hayal ediyorum bir gün tüm dogmalar yok olacak ve özgürlüğümüz bizi özgür kılacak

Ne diyorduk bak kasım beni bitirdi bile
Gerisi aralık ayına kalmış olsun

Sevgiyle kalın

MERRY