12 Ocak 2012 Perşembe

Ben'in Ardındaki


Ben hiç aç kalmadım, susuzluk hissetmedim,başımı sokacak bir evim her zaman oldu.Ya da savaş alanında ölümü bekleyip son dualarımı etmedim. Benim sorunlarım sadece sıradan olarak adlandırılabilirdi.

Yolda düzgün yürümesini pek beceremem genelde ayağım takılır ve düşerim sonucunda insanlar epey gülmüş olur ve ben aynı şeyi tekrardan yapabilirim çünkü yürürken dikkatli bir insan değilimdir.

Hani hatalarından ders almalısın derler ya bu benim için genelde fiyasko ile sonuçlanır her defasında çok kararlı olurum tamam derim bu sefer hataya yer yok derim ama eninde sonunda hatanın yaşamımın bir parçası olduğunu kabul ederim ve sanırım bu konuda pek fazla adım atamayacağım.

Kendime yazdığım bilmem kaçıncı notun sonunda kendimi hala ''unutma kabul etmekte korkulacak bir şey yok '' derken bulurum.

Her defasında beni bekleyen bir şeyler olduğunu sanırım ( şeyin hala tanımı yok) öyle böyle değil içimde kelebekler uçuşur adeta. Sonucu beklerim olumsuzda olsa beklerim. Kendime yaptığım gezintiler sırasında bekleme kısmının beni cezbettiğini keşfettim.Sırf bu yüzden bir çok şey kaçırmış bile olabilirim!

Heyecanlanırım ben mesela yaşadığım en küçük bir anda bile heyecanlanırım o zaman gözlerimdeki parıltıyı görmenizi isterdim çocuk gibi olurum ve karşımdaki de beni yeni bir şey keşfediyormuşçasına dinlediğinde anlattıklarım daha da anlam kazanır.

Hep romantik olduğumu düşünürdüm ama eyleme geçtiğim vakit bu işte pek usta olmadığımı anladım.Bana lazım olan adrenalinmiş yoksa ben kim beyaz atlı prens kim deyip duruyorum kendime.

Sevişmekten korkmam,kavga ve çirkeflik daha korkutucu gelir bana.Sanırım sevişmek insanların birbirine zarar vermeden davranabildiği özgür olabildiğimiz bir hal ve durum ama asla ayıp değil! Evet bu konuda kesin görüşüm bu yanda sevişmek özgürleştirebilir.

Göz kırpmayı sevdiğimi farkettim.Özellikle mutlu olduğum anlarda bence çok doğal ve samimi gösteriyor.Kendinizi kasmanıza gerek yokmuş gibi,sizi öyle bir anda yakalamışlar ki karşınızdakine öylesine yakınsınız ki bir göz kırparak bunu daha da samimi hale getirmiş oluyorsunuz!

Bir de ben çok kibar olamam, yapmacık da davranamam arada sırada argo sözcük duyabilirsiniz ağzımdan.Kısacası beğeni toplayacağım diye kibar olamam ben.Hem fazla beğeni bünyeye zarar biliyorum var aksini düşünenler.

Ve hiç anlamam insanları neden kendilerini iyi hissetmeleri için illa iyi bir işleri,arabaları yada giydikleri güzel kıyafetleri olmak zorunda? Neden sade olmayı beceremiyoruz.
Ya da neden kendimizle dalga geçmek bu kadar kötü? Gerçekten anlayana kadar kendimi bu halkadan uzakta tutmayı tercih ederim. Ama korkuyorum işte bazen ya büyük konuştuklarım bir gün gelip kapımı çalarsa diye!

İç çamaşır deyince aklıma hoş şeyler geliyor ve beni şaşırtan bunun için tasarım yapan insanlar olması ve bunları tutku ile pazarlaması.Bence bu bir kadın olmanın ne kadar özel olduğunu hatırlatan bir şey (iç çamaşırı yani)

Tutkusu olan insanlara bayılıyorum.Yani sırf hazları için yapıp ciddi ciddi mutlu olan insanlardan bahsediyorum bu hayvan barınağı için çalışan biri de olabilir yeter ki sizi tatmin etsin ve günün sonunda kendinizi iyi hissedin. Ve inanç konusun tutkulu olabilen insanlar gerçekliği kabul etmiş ve dünyevi şeylerden sıyrılmış insanlar işte onlar var ya ben onlara çok özenmekteyim ama kafama taktığım milyonlarca dünyevi sorunlar hazla ve ya zevkle bazen benim yolum size biraz daha uzak ama yavaş adımlarla ilerliyorum demek istiyorum (bir not burada sonsuza kadar yaşamak istediğimi varsayabilirsiniz) ama tam tersi bence güzel ve dolu yaşamak ile uzun yaşamak kesinlikle aynı paralelde değil benim için.

Birde dışlanmış insanlar işte en çok da onları takdir ediyorum cesaretleri için ve öyle olmak istedikleri için!

Gerçekten algımızın bir çok şeye yetmediğini düşünüyorum. Daha kendi dünyamızı keşfetmekten ( bırakın yaşamayı) başka dünyaları keşfetmeye başladık bile. Önce buradaki yaşamı bir hakkıyla yaşayabilseydik daha iyi olurdu diye düşünüyorum

Evet bu tür memnuniyetsizlikleri gerçekten sevmiyorum.

Beni eleştirenlere kızmıyorum.Beni zayıf yapan benler ide seviyorum.Ve beni güçlü kılan benler ide böylece yolumda daha iyi ilerleye bildiğimizi düşünüyorum.Ve eleştiri yapılacaksa ön yargısız olmalı diye düşünüyorum

Tüketim çılgınlığını desteklemek istemediğimi fark ettim.Evet bazen benimde gözüm dönmüyor değil ama amaçta bu zaten değil mi hepimize paramız olduğunu zannettirecek kadar harcatmak!

Düşündüğüm bir şeyde küçük çocukların hayvanlardan ve sudan uzak yetiştirilmemeleri gerektiği bence korkutmadan onları alıştırabiliriz.

Ve son olarak hayatta bize verilen etiketlerin hepsi tek başına anlamsız gereksiz içlerini dolduran yine bizleriz yani onlara çok fazla ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum. İmzanızı bırakan yaptıklarınız olacaktır ve yine yatağa yattığınızda size huzuru yaşatacak olanlar o yaptıklarınız olacaktır.Gerçekten yaşadığımız anlar pişman olmak için fazla gereksiz,ağlatmış olsanız bile en sonunda güldürebilmeyi başarmalıyız diye düşünüyorum.

Peace by Merry!