Herkesin kaçtığı
O yolda
Sona koşulan olmak,
Elimden tutup ta
Beynimdeki düşüncelerle
Baş edebilmek istiyorum.
Yazılabilirdi, başlanabilirdi.
Ama ben hiç bir zaman mısraların efendisi olamadım.
Ve asıl şimdi başlar...
Ben kaçamadım, hep sustum içime. Güldüm yüzünüze. En çokta kendimi kandıramadım, iliklerimden kan çekilince, en çok kendime ağlayamadım.
Taa ki susup değişmeyi öğrenene kadar.
Beceremediğim şeyler arasında listenin en başındaydı yüze tükürmek. Kendimi es geçtim.
Ona da uzanamadı eliniz. Kördünüz sizin kadar olamadım, üzgün değilim. Yok, edince anladım sahip olduklarımdı benden almaya çalıştıklarınız. Çünkü siz hiç bir zaman ben olamayacaktınız. Benim gibi göremeyecek, benim gibi gülemeyecek, benim gibi sevemeyecektiniz.
Nerede kirlendiniz böyle diye sormuyorum, keza bilirim nasıl çamur atılacağını. O yüzden yanaşmıyorum da. Bir çeşit bencillik oyunu bu, ben ellerimi yıkamayı seçtim.
Çok mu uzundu zaman hatırlayamıyorum ama benim için geçen ne varsa emanet ettim, beni yitirip bitiren zamana. Siz sırtınızı döndünüz.
Ne benden az ne benden çok ağır yükleriniz vardı üstünüzde. Hiç uğraşmayın uzatmam artık elimi kaldırmak için.
Çünkü çok ağırdı, çok kabaydı. Sahteydi, size düşman etti beni.
Neydi bu kadar bende sizi ürküten bu kadar, açıklasanız da ben anlamam artık. O yüzden uğraşmak gereksiz ben attım çöp kutusuna gelip temizlerler geç olmadan. Korkunuz olmasın
Yok size zamanım,kendime artıyorum,birde içimdeki atan yüreğe..
Uzak durun! Kırıp dökeceğiniz bir kalp yok artık. Anlayın artık ne kadar istekliyim yarınlarımı ileriye taşımaya. Sus payını bırakıyorum size.
İstedi yazdım. İstedi sustum
Bir yere kadar artık. Bende büyüyorum. Saymayın adımlarımı.
Utancımı saklamıyorum, o da hediyem olsun size medeniyet. Yediniz bitirdiniz farkında değilsiniz yakında bakacak yüzünüz olmayacak kendinize, önünüze, arkanıza.
Tüm sen, tüm ben, tüm biz olma yolundayım. Artık akıyor çeşmelerimden oluk oluk hiçlik.
Medeniyet sever bunları, tek eksiğim var oda alkış beklemiyorum
O yolda
Sona koşulan olmak,
Elimden tutup ta
Beynimdeki düşüncelerle
Baş edebilmek istiyorum.
Yazılabilirdi, başlanabilirdi.
Ama ben hiç bir zaman mısraların efendisi olamadım.
Ve asıl şimdi başlar...
Ben kaçamadım, hep sustum içime. Güldüm yüzünüze. En çokta kendimi kandıramadım, iliklerimden kan çekilince, en çok kendime ağlayamadım.
Taa ki susup değişmeyi öğrenene kadar.
Beceremediğim şeyler arasında listenin en başındaydı yüze tükürmek. Kendimi es geçtim.
Ona da uzanamadı eliniz. Kördünüz sizin kadar olamadım, üzgün değilim. Yok, edince anladım sahip olduklarımdı benden almaya çalıştıklarınız. Çünkü siz hiç bir zaman ben olamayacaktınız. Benim gibi göremeyecek, benim gibi gülemeyecek, benim gibi sevemeyecektiniz.
Nerede kirlendiniz böyle diye sormuyorum, keza bilirim nasıl çamur atılacağını. O yüzden yanaşmıyorum da. Bir çeşit bencillik oyunu bu, ben ellerimi yıkamayı seçtim.
Çok mu uzundu zaman hatırlayamıyorum ama benim için geçen ne varsa emanet ettim, beni yitirip bitiren zamana. Siz sırtınızı döndünüz.
Ne benden az ne benden çok ağır yükleriniz vardı üstünüzde. Hiç uğraşmayın uzatmam artık elimi kaldırmak için.
Çünkü çok ağırdı, çok kabaydı. Sahteydi, size düşman etti beni.
Neydi bu kadar bende sizi ürküten bu kadar, açıklasanız da ben anlamam artık. O yüzden uğraşmak gereksiz ben attım çöp kutusuna gelip temizlerler geç olmadan. Korkunuz olmasın
Yok size zamanım,kendime artıyorum,birde içimdeki atan yüreğe..
Uzak durun! Kırıp dökeceğiniz bir kalp yok artık. Anlayın artık ne kadar istekliyim yarınlarımı ileriye taşımaya. Sus payını bırakıyorum size.
İstedi yazdım. İstedi sustum
Bir yere kadar artık. Bende büyüyorum. Saymayın adımlarımı.
Utancımı saklamıyorum, o da hediyem olsun size medeniyet. Yediniz bitirdiniz farkında değilsiniz yakında bakacak yüzünüz olmayacak kendinize, önünüze, arkanıza.
Tüm sen, tüm ben, tüm biz olma yolundayım. Artık akıyor çeşmelerimden oluk oluk hiçlik.
Medeniyet sever bunları, tek eksiğim var oda alkış beklemiyorum