Son bir kez istiyorsun ve bir daha istemeye hakkın olmuyor. Hiçbir zaman nerede bitip, nerede başladığını bilemezsin.
Hiç kullanmadığım saç bakım ürünü orada duruyor.
Ona bakarak aklımdan bir şeyler geçiriyorum.
Filmde adı chance olan kız konuşuyor ve sanki bana doğru konuşuyor. O da aslında hep kendine sorular soruyor. Cevaplarını bulduğunu sanıyor. Hayatınızda kaç kere hikâyeniz biriyle kesişebilirdi?
Bende kendime küçük notlar tutarım. Ve gereğinden fazla yorulurum. Her zaman kendine bir şeyleri denemek için fırsat tanı. Odamın sıcak olmasına şaşırabilirim. Bu beni mutlu etmeye yeter mi?
Çok fazla düşünmeme fırsat verme! Beni ne kadar çok yakından tanımak isteyebilirsin ki? Beni bir yerde durdurmalısın. Yoksa kendimi nerede bıraktığımı hatırlamayacak kadar yorgun bu hafıza. Saçlarımı iki elinin arasına al, gözlerimin içine bak ve beni öp. Öptüğün zaman ben her şeye tekrardan dönebileyim.
Bir şeyler saniyeleri daha hızlı geçirebilmeli.
Yağmur yağdığı için seviniyor olmalı çünkü o yağmak istiyor şu anda.
Dökülen saç tellerinden oraya buraya dağılmalarından nefret ediyorum.
Bir insanın üzerinde ne kadar etkim olduğunu merak ederim. Bence bu önemli bir şey. Aksi takdirde o hayata girmemizin ne anlamı kalır ki? Her zaman hoşçakal deme şansın var zaten. Çok sıradan olurdu.
Ben asla bir aşk romanı yazamam. Sanırım bunun tanımını yapmak boyumu aşıyor. Kalıplara sokmak isteyenlerde pek sıcak bakmıyorum ya, bu yüzden beni yolunuzdan uzak tutun.
İki uç, iki nokta. Ama aslında yoklar. Yani şunun gibi bir şey, bu yazının başı ile sonu birbirine en uyumsuz, en zıt iki uç gibi duracak ve bir nokta gibi birbiri ile örtüşecek. O anda benim kalemimden çıkanların bana verdiği hazzın sizinki ile eş değer olması konusunda çırpınacağım.
Ama bu yazı size çarptığı anda bir önemi kalmayacak... Ufalan parçalar eskiden bir ayrıntı olmuş olacak.
Bir şeyler ya da sizler yargıcım olma hakkını elinizde tuttuğunuz sanıyorsanız, büyük bir yanılgı içindesiniz. Keskin olmak benim ya da öteki benim. Emin olun sizde kendi bahçenizin kirletilmesini istemezisiniz. Bu pislik en fazla göz güzelliğini bozacaktır. Bu kötü bir huy olsa da, arada gerçekten farklılıkların olması gerekiyor.
Yoksa ben daha iyiye gitmek için uğraşıyor olamayacaktım.
Herkesin birbirini tanıması çok sıkıcı ya da durun tanıyor musunuz dediniz. Ben hiç bir zaman bu kadar aşmadım yani düşünsenize bir yol ne kadar size ait gözükse de o yolda bana çakıl taşı çıkmayacağı konusunda garanti verebilirimsiniz... Ben kendime bu tür güvenceler vermem... Korkuyorum çok kötü evet korkuyorum. Siz hiç korktuğunuzu kendinize itiraf etmediniz mi. Bir kez daha düşünün
Eğer bir sonsuzluğum olsaydı ilk önce milyon tane benle uğraşmak isterdim ki insanın kendini alt etmesi başkalarını alt etmesinden daha zor gibi geliyor.
Bakın bütün yazı boyunca varsayımlar üzerinde durduğumu fark ediyor olmuş olabilirsiniz
Ama ben hala küçük bir kızım neden büyümek size bu kadar matah bir şey gibi geliyor. Benden daha az hata yaptığınız ya da daha mı düzgün davrandığınız için. Gelin ilk önce ben tebrik edeyim sizi.
Bilmiyorum ama bir şeyler çok dokunabilir... Verdiğim izinlerin çok dışında artık... Sinek vızıltısı bile daha az rahatsız edebilir.
Okunmayı bekleyen kitaplar. Ve belki daha sırası gelmemiş düşünceler
Her yoldan bir kere geçmek iyidir derler. Belki de ben bu konuda dengeyi tutturamıyorum gerçekten 2 ve 3 e çıkması bize bağlı yani bir kere alabildiğin zevk daha sonra sana ne katabilir ki!(daha fazlası için uğraş)Belki de..
Aslında bu yazıya ben birçok şey hakkında düşünmek isteyişimle başladım ama baktım yine birçok şey iç içe girmiş...Kendimle konuşacaktım aslında.Daha net resimler çizecektim kendime.Ve yine hiç alakası olmayan şeylerden bahsedecektim.
Eh her amaçta hedefine ulaşmayıversin
Herkesin kendi yörüngesinde kalmasını diliyorum.
8 Aralık 2007 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder