9 Ekim 2007 Salı

Işık(lar)

Kalkıp öteki duvarların ötesine geçesim var. Atladıktan sonra bileğimi incitip yola tekrardan devam edesim var.
Kimsenin anlayamadığı soruları sorup, onlara aptalca cevap veresim var…
Ve varken aniden yok olasım var…

Soru-Cevap

İlk soru mu? Neydi acaba?
Kaçıncı orgazmda kendinizi unuttunuz bayan?
Cevap ‘’Hep ilki gibi hissetmeye çalıştığımda’’
Düşünceli bakışlar, birkaç parmak tıkırtısı…
Soru’’Karşınızdaki erkeğe ne kadar bağlıydınız bayan?’’
Cevap’’Beni terk edeceğini bildiğim kadar…
Korkarım böyle bir durumun tedavisi çok zor
Cevap’’ Ben de öyle ummuştum zaten…

4 Ekim 2007 Perşembe

Yörünge Dışı

Sana doğru geliyordum. Aslında bunu çok uzun zamandır düşünüyordum. Ama
cesaret etmek zordu. Belki de, sen bu kadar uzakken ben başka şeylerin
yakınlığına alışmıştım.
Ama birden nasıl oldu da kendimi tam bu noktada buluverdim!
Sanırım korkumda biraz geç kalmış olduğumuz ya da kalmadıysak en kısa
zamanda bunun gerçekleşeceği idi. Sen korkmadın mı hiç? Ben yorulmadım
mı peki cevapları tek başıma aramaktan yada bulamamaktan?
Ah diyorum elinden tutarken hep benimle olacak mı? Neden bunları çok
merak ediyorum ki bu bir hastalık zaten. Hem de durmadan yayılan bir
hastalık. Kendi kendine yayması daha kolay olan türden.Kimse sana ilaç
vermez bunun için. Peki kendimi bu kadar eritmeye değer olan nedir ki? Bu
varlığın huzur verici olması gerekmezimiydi. Ama ben öyle
hissetmiyorum.Keşke tek başıma hissedebilseydim.İki kişilik oyunlarda
böyle olur zaten tek kişi kalman an meselesidir. Kime bağlıdır bu
durum? Özgür iradenin sınırları nerede başlar ve nerede biter?
Aslında artık ben bunların hiçbirini senin için yapmıyorum. Tuttuğum
aynaların hiç biri fayda etmedi. Körlük olmasını ummuştum ama anlıyorum
ki bunun adı başka ve bende formülü yok.
Uzatmaları oldum olası sevmedim ve ben sanki benim için değil de başkası
için yazılmış bir oyundayım ve son pas bana ait değilmiş gibi. Bu
yüzden çabalamam gerektiğini düşünmüyorum. Üzgünüm...
Ama emin ol sen, senin için başka yollar bulabilirsin sonuçta
kaybedeceklerinin farkına varamayış, tanımlamaların ne olduğu sonucunu
değiştirmez.
Ben belki de fazlaca yorulduğum için bu kadar anlayışlıyım. Hak ettiğimi
düşünüyorum. Ama artık sadece kendim için iyisinin neolduğunu bulabilecek
kadar gücüm kaldı. Soru sormana da gerek yok, merak etme her şeye
alışılıyor. En içten gelen çığlık bile etkisiz kalabilir.
Ama yine de diyorum yeni şeyler başlayacaksa arkamdakilerin beni bırakması gerekiyor.Yoksa, bir dakika ben çoktan bırakmışım.Bu kötü müdür,bunun da bir sınırı varmıdır..Hiç zannetmiyorum.
Bir başka hayatta buluşmak üzere dünyalılar!